19 Mayıs 2016 Perşembe

facebook onurumuzdur!

devletle ufak bi işim var diye aylardır feysbukum kapalıydı, tabi ki o iş olmadı ve ben sahalara geri döndüm. feysbuk olmayınca benim gibi stalker'lığa gönül vermiş, senelerini harcamış bir insan neler yapıyo onu anlatıcam bugün.

twitter'ı her zaman daha çok sevsem de, twitterdan gıybet yapılmıyo! üç ay boyunca sadece siyasi analiz okumaktan ciğerim soldu! takipçisi çok olan biri de diilim, laf soksam kimse fark etmiyo! anca kendi kendime yazdım durdum. hayır yani, seçim dönemi de geldi, en sevdiğim zamanlar bunlar, yüze gülüp arkadan demedik laf bırakmayacak kimse ve ben hiçbirini takip edemiyorum! yazıcam oraya, çok sevgili yönetim kurulu adayları, arayıp oy istemeyin, o kadar yeni büroya taşındım, gelin büroya ve a4 kağıt, kartuş falan alın baklava börek yerine diye ama twitterda beni sadece baro başkanı takip ediyo, umrunda olmaz benim kartuş ihtiyacım. zaten bu sene açık açık desteklediğim, seçim çalışmalarına katıldığım aday da var, diğer grupların adaylarının beni sallayacağını da sanmıyorum. kararsız bir seçmen gibi değerli değilim artık. hoş ben yine yolumu buldum, kokteyllerde, efendime söyliim toplantılarda hemen sahneye çıkıyorum, iki şarkı türkü patlatıyorum. gitar kutusunu açtım ama para atmayın bakın tekrar söylüyorum, a4 kağıt ve kartuş daha makbule geçer. bu arada söylemeden edemeyeceğim, bir yanım hala ankara barosunda, bi de kavga gürültüyü seviyorum, ankara seçimini takip etmek çok eğlenceli. adaylar yine abartmış orada, if'te ezginin  günlüğü konserine götürüyo bi aday seçmenlerini. benim a4 kağıt isteğim çok vizyonsuz kaldı yanında!

feysbuk olmayınca telefonun şarjı bitmiyo. bakıyorum yüzde 90. üç saat sonra bakıyorum yüzde 80. günde sekiz kere şarja taktığım telefon kendine geldi üç ayda. arayanım soranım da yok beni darlayan müvekkillerimden başka, bütün gün çantada duruyodu o telefon. oysa ben biyonik elim olarak kabul etmiştim kendisini bir zamanlar, mütemmim cüzdü. değilmiş. 

her dakika feysbuka fotom düşecek diye korkum da olmadığından üç aydır kot pantolon ve spor ayakkabıyla geziyorum, saç makyaj hak getire. ben sanıyorum ki benim feysbukum yok diye kimse beni göremiyo. piiii, bi sürü rezil fotom etiketsiz şekilde sosyal medyanın vahşi ortamına yayılmış bile! mankenliği bırakan tyra banks gibi 850 kilo geziyodum ben oysa, homeless'tan hallice konsere falan çıktım o rahatlıkla, allah benim zekamı az vermeyeymiş keşke!

instagramda stalkerlık çok zor, herkes hesabını kilitliyo, feysbuk olmayınca kim napıyo ne ediyo diye bakamadım, bütün eski sevgililerimin yeni sevgililerinden rapor istiyorum, üç ay boyunca ne yaptınız hemen söyleyin! hoş şöyle de bi avantajı oldu, profillerine bakıcam diye yanlışlıkla arkadaşlık göndermelerim, resimlerini beğenmelerim falan da otomatikman ortadan kalktı. üç ay öyle bi gerilim yaşamadım en azından.

kim kime laf sokmuş, kim kimle kavgalı, kimin başına neler gelmiş hiiiç öğrenemedim. ortamda konuşulan şeylere yabancı kaldım, noolmuş noolmuş diye sorup durdum. hatta biraz ileri gidip yanımdaki arkadaşlarıma "feybukunu bi aç da neler oluyo bi göriim" bile dedim. açmadılar. aman, çok kıymetli haber merkeziniz sizin olsun! 

bol bol boncuk dizdim, küpedir kolyedir efendime söyliim bilekliktir, uğraştım durdum. zaman geçmiyo başka türlü. en son boncuktan kuş yapacaktım da sgk sonuçları açıklandı, o görevi cezaevindeki müvekkillerime devrediyorum. üzerinde "aoss hukuk birosü" yazan bir kuş benim de hakkım. 

instagramdaki bütün filtrelere hakimim artık, hangi efekt gıdıyı azaltıyo, hangisi gözleri ortaya çıkarıyo falan hepsini sorabilirsiniz. twitterda ona buna mention atarak vakit geçirdim de hesap kilitli olunca seni takip etmeyen göremiyomuş soktuğun lafları. boşa gitti justin bieber'a, ebru gündeş'e gönderdiğim öpücükler. 


yaz yaklaşırken feysbuka geri dönmüş olmanın sevinci içindeyim, lütfen bütün tatil fotolarınızı, içki masalarınızı, abuk sabuk seminerlerden havalı hallerinizi eski adıyla timeline'ıma yeni adıyla haber merkezime düşürün, ölüyorum meraktan. uzun uzun yazdığınız bütün yergilerinizi okumak istiyorum. beğenmeyen ölüyomuş, beğen geç, paylaş ve hayatın sırlarına eriş temalı paylaşımlarınıza açım. bin yıl önceki haberleri yeniymiş gibi paylaşmanızı okumak istiyorum. feysbuk gizlilik ilkesince bütün haklarım saklıdır yazın altı ayda bir, hepsini beğenicem. kurana kafa atan kız yandı, sureyi tersten okuyan çocuk kertenkeleye dönüştü paylaşımlarınıza yorum bırakıcam, bütün çocuklarınızın her yaptığı şeye ayyy canım maşallah yazmaya hazırım, aşk kokan duygu yüklü şarkılarınıza eşlik edeceğim. ama en çok kedili paylaşım yapın, çok özledim.

yazımı bitirirken içimden yurtseven kardeşlerin en yakışıklısı ve en başarılısı ismail yk'nın feysbuk şarkısını gönderiyorum tüm sevenlerime. feysbuk feysbuk her gün aradım durdum, feysbuk feysbuk görür görmez tutuldum.

gördüğünüz gibi, i'm back bitches!