13 Aralık 2012 Perşembe

bir furby hikayesi

blogum iğrenç bir dukan ve yemek blogu haline gelmeden müdahale ediyorum (evet, hala yemek blogu olmadığını iddia ediyorum). bunlar hep senin yüzünden sarııı, ben ne güzel kendi kendime yazıp okuyodum bugün ne yesem diye. senin sayende (ya da senin yüzünden) bloguma gelen herkesi geri göndermek için de bugün çok farklı bi konudan bahsetmek istiyorum: hüseyin kağıt.

kendisiyle tanışmam (o beni tanımaz, ben onu tanırım) mamak tapu'da geçirdiğim o huzurlu saatlerin ardından gerçekleşmişti. radyo bankoya (99.1), adliye-büro arası bindiğim taksilerden aşinaydım. yaklaşık 8-15 dakika arası değişen bu yolculuklarımda istisnasız her taksi radyo banko dinler vaziyetteydi (bir tanesinde ben bindiğim sırada trt radyo 3 açıktı, üç dakika içinde oflayıp poflayarak radyo bankoyu açtı. sanırım bana radyo bankonun daha iyi geleeğini düşünmüştü). bilmeyenler için söylüyorum, radyo banko, ankara'nın ilk ve tek oyun havaları radyosu. evet efendim, özellikleri bu ve de gurur duyuyolar. 

mamak tapudan dönüşümde, bu semte bu radyo yakışır diyerek (mamaklılardan özür diliyorum) elim radyo bankonun frekansına gitti. o an, o müthiş sözler ve besteyi duymaya başladım : "sen sevmeyi bilmiyorsun deli deli, ondan kaybediyorsun beni beni, bu filmin sonu hüsran belli belli, başrolde de sen oynarsan sonu hüsran." 27 yıllık ömrümde, radyoda duyduğum en iğrenç ve en ilginç sesle karşı karşıyaydım. şarkı bitiminde dj konuştu "hüseyin kağıt'tan dinledik." o an hissetmemiştim ama hayatım değişmek üzereydi. o muhteşem insan, hayatıma girmişti bir kere.


radyo bankoya direndiğim birkaç hafta oldu ama bu savaştan yenik ayrıldım. hüseyin kağıt hayranı olmuştum artık. her sabah işe giderken "efsaneyle sabah akşam alem" adlı radyo programını dinliyordum. ankara oyun havaları söyleyerek çalışıyordum (pavyon sevdalısı çalışma arkadaşlarım ise iyiden iyiye beni motive ediyordu). hüseyin kağıt dinlemeden bir tek saatim bile geçmiyordu. radyo bankonun canlı yayınına bağlanıp hüseyin kağıt istekleri yapıyordum. o ankara furby'si benim tek eğlencem olmuştu. 

her şey gibi, hüseyin kağıt'ın da azı yarar, çoğu zarar olduğunu çok sonraları fark ettim, derhal işi bıraktım. arabada radyo banko dinlemeyi yasakladım, yutüpten videolarını açmamaya çalıştım. şimdi kendisiyle daha seviyeli bir ilişkimiz var. ama her zaman iddia edeceğim, serdar ortaç dinleyeceğinize hüseyin kağıt dinleyin. bestekar neymiş görün!

sevgili misafirler, bu yazımdan sonra bir daha dönüp bakmayacağınızı umut ettiğim blogumdan sizlere bu parçayla veda ediyorum. kendisi en sevdiğim hüseyin kağıt parçasıdır. esen kalın.


Hiç yorum yok: