23 Mart 2013 Cumartesi

en çok senin doğum günün kutlansın a.ö.d!!!

dünyanın en sıkılgan, en geçimsiz ve muhtemelen en berbat arkadaşlarından biriyim çok büyük ihtimalle. kalabalık ortamlardan, gürültülü insanlardan nefret ettiğim gibi uzun süre aynı insanlarla takılmaktan da hoşlanmıyorum. bu nedenle arkadaş çevrem en fazla beş senede bir mutlaka değişir. 27 yıllık hayatımda (ah pardon yaa yanlış söyledim 23 olacaktı), gerçekten çok çok sevdiğim, asla hayatımdan çıkmasını istemeyeceğim çok az kişi oldu. bu yazı onlardan biriyle ilgili. bugün onun doğum günü. umarım kutlama yöntemim onu çok rahatsız etmez.

2000 yılının bir yaz akşamında, allahın unuttuğu bir sahil kasabasının en kötü tatil sitesinde, küçücük bir havuzun başında tanıştık biz onla. itiraf edeyim, tanışırken çok çekinmiştim, hatta arkadaş olabileceğimizi bile düşünmemiştim. ama o yaz biterken, ben doğum günümde o kasabadan ayrılırken ilk doğum günü mesajım ondan gelmişti. o zamanlar kendimize ait cep telefonlarımız yoktu, onun annesinin cep telefonundan benim anneminkine atılmıştı. yarı genç yarı çocuk olduğumuz o yaz, daha önce hiç eğlenmediğim kadar eğlenmiştim. hatta çektiğimiz "klip" hala beni eğlendirir (youtube'a koysam, altı kişi bi daha kimsenin yüzüne bakamayız, o kadar rezil. o yüzden benimle aranızı iyi tutmaya bakın.). sadece yazdan yaza görüşen arkadaşlar olmayacağımız o yılbaşında belli olmuştu, geleneksel yılbaşı buluşmalarımız o sene başlamıştı. kesin ben organize etmişimdir!

tamam altı kişilik bi gruptuk, genelde toplu görüşüyoduk ama onun yeri her zaman benim için çok daha farklı olmuştu. en yakınım, en rahat olabildiğim, her şeyimi anlatabildiğim bi kız arkadaş! ben hep süper bi arkadaş değildim ama o hep öyle oldu. ne zaman üzülsem ilk onu aradım, ne zaman iyi bi şey gelse başıma, sevincimi ilk onunla paylaştım. saçma sapan gençlik hatalarım yüzünden görüşmediğimiz dönemde çok bocaladım. 

üniversite yıllarında her cuma randomda buluşmalarımız, her ay mutlaka baleye gitmemiz, her yaz mutlaka bir sefer dağıtmamız, bekir discoya girmek için (hala niye o kadar uğraştık bilmiyorum) kasmamız, saçma sapan ergen süslenmelerimiz, arturda sabahlamalarımız (evet onları bile seviyorum), sahilde yıldızların kaymasını saatlerce izlememiz, havuz başı sohbetlerimiz, anlamadığım bi şekilde her üçlü grubun kendi kafasında biz üç kızı paylaşması, tarkan mini konserini tvde izleyeceğiz diye heyecanlanmamız, kör karanlıkta bisikletle iki buçuk kilometre gitmemiz, her sabah yürüyüş yapacağız diye birbirimizi kandırmamız, cunda maceralarımız, kayalıklardan kaçak geçişlerimiz, inta yokuşları, ve daha bir sürü şey...

sonra o amerikaya gitti. hayatımda hiç o kadar yalnız kaldığımı hatırlamıyorum. her cuma görüştükten sonra bi anda hayatımdaki en yakın kişinin kilometrelerce uzakta, çok farklı saat diliminde olması! istediğim an ulaşamayacağımın farkına vardığım an yıkılmıştım. hiçbi şey aynı olmayacaktı işte! yılda iki kez gelmelerini bekler oldum. "nihayet döndü!!!" diye ne güzel sevinmiştim üç yılın sonunda ama sarının biri geldi ve çaldı kızı! seni hiç sevmiyorum sarı bebe! 

neyse...

doğum günün kutlu olsun hayatımda gördüğüm en güzel, en tatlı ve de en iyi kız! umarım hayatta hep istediğin şeylere kavuşursun, çünkü hepsini hak ediyosun. ve iyi ki benim arkadaşımsın. seni çok seviorum. 

not: çok mu girl crush oldu yaa hahahahhaha! bak hiçbi sevgilime numaradan da olsa yazmadım böyle şeyler! 

Hiç yorum yok: