1 Kasım 2013 Cuma

çin mucizesi diyorum!

bu ara taktığım dizi, orange is the new black. ilk sezonunu bitirdim neyse ki, yoksa her gün izlemeden duramıyodum. bi bölümünde bütün hapishane hastalanıyo (ha evet, dizinin konusu bi hapishanedeki kadınlar falan filan. ama öyle "parmaklıklar ardında" ya da "görüş günü kadınları" falan gibi değil.), hastalanmayanlardan biri ise bizim başroldeki salak kıza "güçsüz insanlar hastalanır, ben o yüzden hastalanmam" gibi bişi diyodu. flu for weaks  türü bi şey yani. bu laf çok hoşuma gitti, kendime telkinlerde bulundum "hastalanmıcam, ben zayıf karakterli diilim ulan!" diye, ama öyle değilmiş işler. pek de güzel hastalandım.

ilaç kullanmayı sevmem, çok zorunlu olmadıkça da içmem. yani başım ağrıyorsa ve sekiz saat içinde geçmediyse bi aspirin alabilirim belki. soğuk algınlığı, grip, nezle, faranjit vb. hastalıklarda ise beş gün sonra hala hastaysam ilaç kullanabilirim. o da kesinlikle antibiyotik falan değil, belki bi ateş düşürücü, bi de şu kaynar suda eriyen foşurdayan toz ilaçlardan. ilk beş gün bol sıvı felsefesiyle kendimi tedavi etmek tercihim. çeşitli bitki karışımları, çaylar, sular yani.altıncı güne çok sarktığı da olmadı şimdilik. dört günde iyileşiyorum bunlarla.

gelelim sıkıntıya. öğrenciyken ya da benim gibi işsiz güçsüz yan gelip yatarken, kaç gün hasta yattığınızın hiçbir önemi yok. ama çalışan bir insansanız, bir günlük hastalık bile çok fena. o yüzden sevgili okuyucularım, bugün size benden bir amme hizmeti. iki günde sizi iyileştirecek, bir günde ayağa kaldıracak bir çin tedavisinden bahsetmek istiyorum bugün. tabi ki doktor tavsiyeli. korkmayın, zehirleyecek değilim sizi.

kola - zencefil mucizesi!
kendimi şu an ibrahim saraçoğlu gibi hissediyorum. ya da ender saraç. ama kesinlikle ahmet maranki değil.
efendim şöyle ki, bir kutu kolayı, cezvenize (ya da küçük bir tencereye) boşaltıyosunuz, içine de iki santim kalınlığında kestiğiniz zencefili (ya da bir buçuk çay kaşığı toz zencefili) atıyosunuz. içine bir dilim limon koyabilirsiniz de. sonra da kaynayana kadar karıştırıp, ocaktan alıyosunuz. biraz soğuyunca da içiyosunuz. kulağa garip geliyo biliyorum. doktor olan bi arkadaşım ve onun doktor annesi bana ilk anlattığında çok garip gelmişti, son çare olarak içtim ve daha önce denemediğime çok pişman oldum. zencefil tadına alışkın değilseniz biraz acı gelebilir ama ben neredeyse her yemek ve tatlıda severek kullandığım için sıkıntı çekmedim içerken. bence çok da güzel bi tadı vardı hatta.



zorla mevye yedirmeye çalışan birileri de varsa evinizde, süper! hemen iyileşirsiniz! kendi başıma asla gidip de hazırlamayacağım, kesinlikle tüketmeyeceğim tek şey meyve. muz hariç hepsiyle de çok mesafeli, hatta nefret dolu da bir ilişkim var. ama işte zorla bana bu tabak yedirildi, "al yiii, c vitaminiii!" denerek. ama ben iyileşmemde hiçbir payı olduğuna inanmıyorum!


sevgili okuyucularım, şimdilik bu kadar. olur da hastalanırsanız mutlaka deneyin, bi zararını görmezsiniz. garanti veriyorum bak iyileşmenize! hadi bi kere daha sevindireyim sizi, özel grip karışımımın malzemelerini de söyliim: ıhlamur, gülhatmi, karanfil, ayva yaprağı, elma, zencefil, limon ve su. hepsi göz kararı. balla karıştırıp için. çooook geçmiş olsun!

Hiç yorum yok: