20 Temmuz 2015 Pazartesi

korolarda ışıksızım : geçmişten günümüze aşırı acıklı koro maceralarım

yıllardır kamp yapmayı özlüyordum. otuzumu doldurmama bir ay kalmış olmasa, yaşımdan utanmasam gidip yine uluslararası kamplara katılırdım. her türlü sefalete ve yorgunluğa rağmen, 15 kişiyle aynı yerde kalmak, iki-üç hafta boyunca her dakika o insanlarla beraber olmak, gündüzün yorgunluğunu akşam fazlasıyla üzerinden atmak, gerçek hayatı unutmak, yeni yeni insanlar ve kültürler tanımak (her dilde küfretmeyi öğrenmek ve öğretmek oluyor bu kısım) ve sınırsız eğlence. hayatımın en eğlenceli zamanları hep kamp dönemlerinde geçti benim. geçen hafta biten çanakkale korolar festivali ise beni yine o kamp günlerime döndürdü. dört kişilik yurt odalarında ranzalara tırmanmak, sabahlara kadar yurt bahçelerinde oturmak, yeni insanlar tanımak, gerçek hayattan uzaklaşmak, yine yirmili yaşların başında gibi hissetmek... uzun süredir özlediğim şeyleri yaşamış olmanın haklı mutluluğu içindeyim! üstelik ekstrası vardı : müzik! parkları düzenlemek, çöp toplamak, tersanede tekne onarmak yerine gündüzleri konser izledim bu sefer! yıllarca nefret ederek devam ettiğim koro dediğimiz şeyin aslında şahane bi şey olduğunu gördüm! tabi ki hala cool bi şey değil ama en azından bu sefer utanarak gitmek yerine, uça uça gidiyorum, her saniyesinden keyif alıyorum!

 mersin oda korosu - çanakkale

koro benim için hep travmayla eş anlamlı bi kelimeydi. şimdi anlattığımda siz de daha iyi anlayacaksınız sevgili okuyucularım.

batıkent ilkokulu sınıf korosu
yaa sen 9-10 yaşındaki çocuklara neden "karadır kaşların, ferman yazdırır" söyletiyosun? ben ne anlarım "boşa kostaklanma kostak değilsin karam"dan??? kostak ne demek hala bilmiyorum, o derece nefret etmişim olayın kendisinden. söyletsene güzel güzel 23 nisan kutlu olsun falan. gitti çocukluğum gitti "akasyalar açarken"le.

ankara atatürk lisesi türk halk müziği korosu
ya orta sondaydım ya lise birde, tam hatırlamıyorum. zaten şımarık bir çocukluk geçirmişim, böyle bi değişik havalardayım. herkes sesime bayılıyo falan. ben de lütfetmişim, okul korosuna girmişim. ama gel gör ki, müzik öğretmenimiz benden ölesiye nefret ediyo. ama öyle böyle değil. gitti sesinin tonu berbat olan, ses aralığı yerlerde olan kıza iki tane solo verdi. ya sen kimsin de bana sadece bi solo veriyosun bi de o garip kız benden sonra çıkıyo diye sinirlendim. ben trt çocuk ve gençlik korosunu reddetmiş insanım, beni nasıl görmezden geliyosun sen diye kaprislere girdim ve koroyu bırakıp kendi halk müziği grubumu kurdum! ay ne pislik bi ergenmişim, evlerden ırak. mezun olduktan sonra hocayla aram düzeldi ama. affettim kendisini.

gazi üniversitesi türk halk müziği korosu
bak bu da hoca hatasından fiyaskoya döndü. adam beni korodaki insanlara "harikulade bir ses, çok güzel çok şahane" diye tanıttı, dakka bir bütün herkesin nefretini kazandım. bi de daha onuncu dakikamda hadi bu kısmı sen söyle diye kaldırdı beni ayağa, benim ses korkudan çıkmadı, rezil oldum, millet "bu muymuş la harikulade olan ses" diye güldü. yine de devam ediim, belki güzel geçer diye iki çalışmaya daha gittim ama kimseyle göz göze gelmeden evime dönüyodum. son gittiğim çalışmada muhsin yazıcıoğlu'nun ölüm haberini aldık, hoca çalışmaya fatiha okutmak için ara verdi, ben o zaman gazide olduğumu, genç osman falan söylediğimizi fark edip fatihanın ortasında salondan çıktım, çıkış o çıkış.

ankara barosu türk halk müziği korosu
farkındaysanız türkülerden vazgeçmiyorum. ısrarla türkü söyleyecek yer arıyorum. hayatının baharında bir stajyerken bi de bunlara bi bakiim diye girdim koroya. allahıııım, yaş ortalaması 60. gençlik enerjim gidiyo, kendimi tansiyon ilacı ve organik domates yetiştiriciliği sohbeti yaparken buluyorum. bir iki ay dayandım mı bilmiyorum ama kış geldi, eve dönmem zor oluyo diye ayrıldım oradan da. korolara da tövbe ettim.

mersin oda korosu
yeminimi bozdum ağalar! kolumdan sürükleyerek götürdüler beni, yalan diil. istemiyorum koro falan, ben solocuyum desem de dinletemedim. iyi ki de dinlememişler! koro aslında eğlenceli bi şeymiş yaaa! hayatımda ilk defa teknik falan öğreniyorum ben, gerçi hiçbir koroda teknik öğrenecek kadar uzun kalmadım da olsun! bi de kimse normal değil yaa ne kadar süper bişi bu biliyo musunuz? herkeste bi outcastlik var ucundan kıyısından. gerçi okuyacaklar ve kızacaklar, tamam tamam tek deli benim koroda tamam. bi şey demedim.


çanakkale'de geçirdiğim müthiş haftanın sonunda, gelecek yaz yapılacak kıbrıs festivaline gün saymaya başladım. ha bi de, boğaziçi caz korosundan çok daha iyi en az dört koro vardı festivalde! hıh!

Hiç yorum yok: