24 Temmuz 2015 Cuma

o güzel diziler o güzel reytinglere binip gittiler

sürekli dizi izleyen biriyim. pazar günleri eğer evdeysem mutlaka en az dört bölüm izlerim takip ettiğim dizilerden. hatta benim diziler tatildeyse falan yeni dizilere bakarım, ordan burdan pilot bölümleri izlerim. nbc, abc, hbo araştırmalarını gelsin bende yapsın.o derece boş beleşim.
dizi izlemek yetmeyince de dizi haberlerini falan okuyorum. anaa ne tatlı dizi yaa diye başladığım bütün dizilerin teker teker iptal haberlerini okuyunca kahroluyorum. zaten son iki yılda sevdiğim ne kadar komedi dizisi varsa hep iptal edildi. misal go on. ilk bölümüne deli gibi gülmüştüm, matthew perry nihayet güzel bi dizi çekiyodu, son dört beş bölüme kadar da çok güzel gidiyodu dizi. ama gel gör ki, mal nbc iptal etti. beddua ediyorum, rockefeller binası başınıza yıkılır inşallah.

digiturk tmsfye geçince ucuz diye hep iptal edilmiş dizileri satın almaya başlamış. ben bunu çok sonra fark ettim tabi. hadi selfie'yi sırf karen gillan ve john cho için izliyodum da benched'in ne zararı vardı size allahsızlar? ne güzel avukatlı diziydi, eliza coupe reyizin hastasıyım. 

benched'in de acı haberini aldıktan sonra düşündüm ve bitmesine en çok üzüldüğüm, yeniden yayınlandığında oturup tekrar tekrar izleyeceğim, bitmesinin üzerinden yıllar geçmiş komedi dizilerini yazmaya karar verdim. yine çok vatana millete hayırlı blog oluyo yani (allahım ne olacak benim bu boş işler müdürlüğüm?) ilk on falan yok, numarasız, aklıma ilk gelenleri yazıyorum işte.

friends
en sevdiğim dizi. yerine başkasının geçmesi mümkün değil. bence bunun gibi dizi çekilmesi falan da mümkün değil. bazı sıpalar how i met your mother'ı, friends'le karşılaştırıyolar falan, lütfen yani, yapmayın. her tip ayrı süper, her bölüm ayrı güzel (flashback'li bölümler dışında sıkıldığım friends bölümü olmamıştır sanırım.). digiturk sürekli tekrarlarını yayınlar, ben de usanmadan izlerim. favori karakterim de monica'dır. kontrol manyaklığında kendimi gördüğüm için olabilir.(yalnız özellikle 7.sezonda courtney cox ne kadar taştı! zavallı kadın şimdi yaratık gibi. ayrıca allah belanızı versin cougar town da bitti yaa!!!).


                            ross, monica ve chandler'ın düğününde gayda çalmak isterken

frasier
ben ve kardeşimden başka, frasier'ı bu kadar çok seven kimseyi görmedim. gerçi biz kendimizi frasier ve niles crane kardeşlere benzetiyoduk, ondan pek bi hoşlanıyoduk. snob psikiyatrimizin de neredeyse her bölümünü defalarca izledim, şimdiye kadar en çok güldüğüm dizi muhtemelen budur. keşke etrafımda daha çok kişi seyretse ve sevseydi diye hayıflanırım sürekli. neyse ki kocama zorla izletiyorum akşam evde yemek yerken! çok güzel diziydin be frasier! kelsey grammer tutunamadı frasier bittiğinde. yazık. çok da iyi oyuncudur gözümde. zaten friends'in bu kadar az ödül almasının tek sebebi, frasier'la aynı yıllarda yayınlanmış olması. talihsizlik, ne diim.

                                frasier, ırkçı olmadan yanında çalışan geçici elemanla baş etmeye çalışırken

coupling
o kadar ingiliz dizisi izledim, bunun kadar eğlencelisine denk gelmedim. doctor who'yu düşürdüğü durumlar yüzünden steven moffat'a ana avrat sövsem de, adam güzel yazar şimdi. coupling de en güzel işlerinden biri. benim için iki efsane bölümü vardır, jeff'in israille kızla konuşmaya çalıştığı ve jeff'in tek bacağının protez olduğunu söylediği bölümler. jeff gidince iğrenç bi dizi oldu zaten. jane karakterine katlanmak sabır istiyodu benim için. ama jeff iyiydi. yok yok jeff süperdi. iskoç aksanına kurban.

                                                         jeff ve steve, patrick'e melty man'i anlatırken

sex and the city
she knows good sex and isn't afraid to ask. severek de izledim. yine olsa yine izlerim.carrie diaries rezalet bi dizi ama önceden sööliim de. filmleri de çok kötüydü. ay inşallah friends filmi çekilmez de bi kere daha efsanelerin bitişine tanıklık etmeyiz. ha bu arada ben carrie'nin yerinde olsam big'le diil aidan'la evlenirdim ama.

                     sevgilisinin post-it'le ayrılmasına kızan carrie'nin erkeklere ayrılık dersi vermesi

spin city
benden başka izleyeni görmedim bunu da. çok tatlı diziydi yaa, michael j fox'lu bölümleri de charlie sheen'li bölümleri de ayrı ayrı güzeldi hatta! normalde başrol gidince dizinin toparlanması mümkün olmaz da bence charlie sheen gayet iyi götürdü. her ne kadar, seçme şansım olsa ilk sezonlarını izlemeyi tercih etsem de genel olarak birçok diziden iyiydi. hele bi heidi klum'lu bölümü var, kadın ne kadar güzelmiş diiceksiniz.

                          newyork belediye başkanı ve yardımcılarının parkta bir kız tarafından soyulması

scrubs
benim bu diziden nefret eden arkadaşlarım vardı. nasıl nefret edersiniz yaa? gerçi herkes benim gibi aşırı geyikten hoşlanmıyo tamam. ama komikti yaa. jd ve turk'ün arkadaşlıkları olsun, elliot'ın özgüvensiz halleri olsun, psikopat janitor olsun efendime sööliim dr perry cox'un alaycı agresifliği olsun, bunlar hep güzel şeylerdi. son sezonunu saymıyorum tabi. son sezon başka bi şeydi. izlemeyin bile. gerçi eliza coupe reyiz için izledim ben de neyse. 

                                                          jd ve turk'ün mehur guy love şarkısı

just shoot me
bunu da çok sevene rastlamadım ama ben bayıla bayıla izlerdim. iflah olmaz bir david spade hayranıyım çünkü. sırf david spade için bile izlenir bu dizi. ama hemen hemen her şeyi güzeldi yaa. konusu bile komik yaa : moda dergisinde çalışmaya başlayan gazeteci kadın (hayır, ugly betty değil).bi de wendie malick acayip taş bi kadın değil mi??? 

                   nina'nın neden olduğunu bilmediğimiz şekilde altına bulanmış olarak gelmesi 

3rd rock from the sun
bunun türk versiyonu bile yapıldı, hatta ozan güven oynuyodu da uzaylı ailenin içimizde yaşıyo olması tutmadı burda. orijinali çok güzeldi ama. her ne kadar, kristen johnston gibi güzel bi kadının yıllar içinde çirkinleşip iri yarı bir doğu alman güreşçisine benzemesi beni üzse de, bu dizide eski halini izleyip hafızamda o şekilde kalmasına uğraşıyorum. ayrıca bize joseph gordon-levitt gibi süper sıradan ama overrated kelimesinin karşılığı olan bir aktör kazandırmıştır. yine de john lithgow için tekrar tekrar izlenir.

                                                            dick solomon'un savunması

full house
tamam tek başına komedi diyemeyiz, aile dizisi aslında. ama benim gibi çocukluğu doksanlarda geçmiş biri için vazgeçilmezdir. hangimiz o kadar eğlenceli bi evde büyümek istemedik, hangimiz jessie gibi bi dayı hayal etmedi? john stamos yaa canım benim. bu adam niye bu kadar underrated anlayamıyorum, adamda ne istersen var, bi çıkamadı dizilerden, olamadı a sınıfı aktör. bu arada fuller house diye spinoff'u çekiliyo, 2016da yayınlanacak, sinir bozucu ikizler oynar mı bilmiyorum da geri kalan oyuncular dizide görünecek. umarım reunion batağında hayal kırıklığı olarak kalmazlar.

                                                                       full house jenerik müziği

seinfeld
bunu yazmayacağımı düşünmediniz değil mi? her ne kadar aşırı hayranlığım olmasa da, yeniden izlemeyi istediğim dizilerin başında. hatta curb your enthusiasm'in bir sezonunu sırf seinfeld reunion geyiği yüzünden izledim. ha hala hiçbir dizinin seinfeld çıtasını yakalamadığını düşünüyorum o ayrı. hiçbir şey hakkında her şey. aynı benim blogum gibi!

                                                    jerry seinfeld'den kramer'a arkadaşlık testi


Hiç yorum yok: