21 Eylül 2015 Pazartesi

taşınma dediğin nedir ki gülüm, ben senin için temizliği göze almışım

doğduğu evden evlendiği eve giden biri olarak taşınma işlerinden kesinlikle anlamıyorum. istanbul'da kısa süreli yaşadığım dönemde, kaldığımız evlerin taşınma işlerinde "ay benim ankara'da işim vardı, bi gidip geleyim" diye kaçardım. allahı var, annem de gönderirdi. çocuklarının angarya iş yapmasına hiç izin vermez kendisi. eve ekmek almak için bakkala ilk defa 14 yaşında gittim mesela ben. o da artık bakkalın çırağından utandığım içindi. patron anneme karşı ezilen halkların yanındayım mesajı verecektim!

her neyse, taşınma diyoduk. bunu utanarak söylüyorum, ben evlenene kadar hiç ev işi de yapmadığım için nasıl yapıldığını bilmiyorum. öğrenme hevesim de yoktu açıkçası. benim gibi bi insana normal şartlarda taşınma işlerini bırakmamak lazım. ama oldu işte. her şeyi son güne bırakmama dayanamayan çok sevgili bir arkadaşım (yaşam enerjisi çok yüksek ve aşırı çalışkandır kendisi) geldi ve çalışma odamı kolileme yardım etti. tabi ben alışık değilim çalışmaya, bi de her şeyi düzenli düzenli paketliyo, her şey son derece simetrik ve kolay çıkarılabilecek vaziyette; benim bünyem dayanamadı, tansiyonum çıktı, belim ağrıdı yataklara düştüm. üç gün molanın ardından, kendi kendime koli yapiim dedim. tabakların arasına bi şey koymadan üst üste koliye atılmaması gerekiyomuş mesela. ya da her önüne geleni olduğu gibi kutuya fırlatmayacakmışın. baktım olmayacak, kim var kim yoksa yardıma çağırdım. buradan özellikle, enerjisi hiç bitmeyen müthiş arkadaşıma çok teşekkür ediyorum. gelelim gözlemlerime :

  • yarın öbür gün iç savaş çıksa, kürtler bizi mahveder. her biri o kadar ağır eşyaları sanki pamukmuşçasına taşıyo.  bir tanesi, beş tanemizi üst üste koyar, onuncu kata çıkarır aşağı atarlar. o yüzden bence iyi geçinmeye çalışalım. allahtan nakliyatçılar işe başlamadan önce selo başkandan bahsettik de verdiğim oyların karşılığını eşyalarımın özenle paketlenip taşınmasıyla aldım. buradan hdp'ye de teşekkürlerimi sunuyorum. onu yine başkan yaptırmayacağız.

  • stresle başa çıkma konusunda çok başarılı olduğum söylenemez. taşınırken de son derece gergindim. sevdiklerime terör estirdiğimi bile söyleyebiliriz. bu şarap niye dökülmüş, niye önce kırılacakları paketlemediniz, böyle cam mı silinir diye söylendim durdum. ailemin hiçbir üyesi de "çok biliyosan kendin yapsaydın artist!" demedi. bazen bana nasıl katlanıyolar bilmiyorum. demek ki normal zamanlarımda çok iyi bi çocuğum!

  • ikeadan eşya almamak lazımmış bunu öğrendim. nakliyatçılar söküyolar ama takamıyolar. dünya ağırı, aşırı karmaşık gardırobumu kurmaları üç saat sürdü. yatağa uğraşmamışlar bile, üzerine oturunca çökmesiyle fark ettik. hayır tamam söktünüz ve takamayacaksınız o belli de keşke vidaları falan kaybetmeseydiniz sevgili nakliyatçılar. nakliyatçılara söylenmeyeceğim ama, bi tanesi "abla, eşyaların yeri belli olsa her şeyi kuracağız, işimiz bu" cümlesini o kadar içten ve acıklı söyledi ki içim parçalandı. o an kendi saçma sapan dertlerimden utandım. o insanlar, akşam eve yiyecek götürebilmek için saatlerce ağır işler yapmak zorunda kalıyolar ve ben şarap kırıldı diye üzülüyorum. ama ezilen halkların ve işçilerin daimi dostu olduğumdan fazla mesailerini çatır çatır alacağımızı, işten ayrılırsa bana gelmelerini söyledim!

  • aşırı gürültülü, mersin'in en işlek caddesinin kenarındaki bir evden, turunç bahçelerinin içinde aşırı sakin bir siteye taşındık, nasıl garip geliyo o sessizlik anlatamam. her sabah güneşin doğuşuyla uyanıyorum. adeta bir emekli astsubayım ve dikili'de yöneticisi olduğum yazlık sitemde birazdan site görevlisine "neden bu bahçelerin çimleri hala biçilmedi" diye esip gürleyeceğim. gerçi iyi mi kötü mü bilmiyorum ama yol gürültüsü yerine çocuk sesleri duyuyoruz. allahın belası piçler, bi oraya bi buraya bütün akşam koşturuyo. okulları açılsa da artık, gece on birde "babaaaaa! babaaaa bak nasıl koşuyorum babaaa" diye bağırmayı bıraksalar. inşallah düşerler de dizleri kanar ve içeri girmek zorunda kalırlar!


  • taşınalı bi hafta oldu ve iş hala bitmedi, çıldırmak üzereyim. üstelik bir sürü insan yardıma geliyor. eve girip çıkan ustanın haddi hesabı yok, sürekli yaptırılması gereken bir iş çıkıyo! hiçbir zaman eve yerleşemeyecek gibi hissediyorum. illa ki açılmamış bi koli kalacak, yerleri silmediğimden sonsuza kadar evin içinde ayakkabıyla gezeceğiz gibi. hiç değilse, kedi lunapark buldum diye sevinir! amaaan neyse, önümde bi sürü zaman var, yılbaşındaki ev partime kadar bitiririm herhalde işleri!

Hiç yorum yok: